CHP Aydın Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Adalet Komisyonu CHP Grup Sözcüsü Süleyman Bülbül, Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin müzakerelerinde açıklamalarda bulundu.

CHP'li Bülbül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Felaket durumlarıyla karşılaşmaktan rahatsızız; cezasızlık hissi sona erecek” ifadelerini hatırlatarak, toplumda cezasızlık konusunda tartışmalar sürerken getirilen yasayı eleştirdi. Bülbül, şu sözleri sarf etti:

“Sayın Cumhurbaşkanı cezasızlık politikalarından bahsetmişti. Kadına ve çocuklara yönelik şiddet ile cinayetlerden söz ediliyordu. Şu anda yenidoğan çetesi ile ilgili bir tartışma yürütülürken, bu cezasızlık politikası siyasi davalarda, kadın cinayetlerinde ve çocuklara yönelik şiddet konularında ele alınırken karşımıza bir Noterlik Kanunu çıktı. Bu kanunda, Anayasa Mahkemesi tarafından hukuka aykırı olduğu belirtilerek iptal edilen düzenlemeler ve 'etki ajanlığı' olarak adlandırılan bir yasa bulunuyor. Daha önce yürürlüğe giren Dezenformasyon Yasası’ndan sonra, sadece demokratik olmayan ve özgürlükten yoksun ülkelerde bulunan, Gürcistan, Macaristan, Rusya ve Çin gibi yerlerde mevcut olan 'etki ajanlığı' maddesinin bu yasa ile geldiği görülüyor. Ana mesele nedir? Anlaşılır bir şekilde, yenidoğan çetesi, çocuk ölümleri, kadınlara yönelik şiddet, Narin dosyası. Şiddet, artık toplumsal açıdan kabul edilemez bir noktaya gelmiştir.”

'SİYASİ DAVALARDA CEZASIZLIK SORUNU'

Sosyal davalar üzerinde duran CHP’li Bülbül, siyasi davalarda ceza verilmediği konusuna dikkat çekerek, Güvenpark Davası'na örnek verdi. Bülbül, “Madımak davası insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmeli fakat zamanaşımı uygulandı. Siyasi davalarda cezasızlık durumu mevcut. Kamu görevlileri hakkında soruşturma izinleri dahi verilmiyor. Hrant Dink davasında kamu görevlileri korunuyor. Güvenpark Davası’nda istihbarat elemanları hakkında soruşturma talebi dahi reddediliyor. İlgincir olan, 13 Mart 2016 tarihinde Güvenpark’ta bombalı bir saldırı olacağına dair Amerikan Büyükelçiliği kendi vatandaşlarını 'Kızılay’a gitmeyin' uyarısıyla bilgilendiriyor. Ayrıca TÜRGEV, kendi bünyesindeki yurtlardaki öğrencilere 'Kızılay Meydanı’na gitmeyin' şeklinde bir uyarıda bulunuyor. Buna rağmen, mahkeme bu taleplerin tümünü reddetti” şeklinde konuştu.

'ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERİYORSUNUZ'

“Türkiye’nin gündemi farklı, bize sunulan gündem ise apayrı” ifadeleriyle yasayı eleştiren CHP’li Bülbül, Dezenformasyon Yasası nedeniyle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan 64 bin 402 şüphelinin olduğunu belirtti. CHP’li Bülbül, etki ajanlığı maddesini ise “Casus olan biri vatan hainidir. Vatan haini olan bir kişiye üç yıl ceza vermek mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına casusluk nedeniyle üç ila yedi yıl arası ceza veriyorsanız, burada farklı bir amaç güdüyorsunuz. Aynı Dezenformasyon Yasası’nda olduğu gibi, korku iklimi oluşturacak bir güvenlik yasası çıkarmaya çalışıyorsunuz. Aba altından sopa gösteriyorsunuz. Başka bir suç işlendiğinde onun cezasını alacak, bunun da cezasını alacak. Ne olacak? Cumhurbaşkanına hakaret suçu işlendiğinde, hem o suçun cezasını hem de bunun cezasını alacak. Böyle bir durum olabilir mi? Aynı fiil için iki kez ceza verilebilir mi?” ifadeleriyle eleştirdi.

AHMAK DAVASI

Yargının siyasallaştığını vurgulayan CHP’li Bülbül, Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı davayı hatırlatarak, "Ahmak Davası’nı sizinle paylaşayım mı? Karar duruşmasından bir önceki celsede bir hakim vardı. 'İki yıldan az' ceza vermemek için baskılara dayanamadı ve Samsun’a sürgün edildi. Ardından gelen hakim, karar duruşmasından bir önceki celsede gözlerimle ve kulağımla duyduğuma göre, ‘Bu ahmak ifadesinin Süleyman Soylu’ya yönelik olduğu herkesçe malumdur, ben de biliyorum’ dedi. Bu kadar aşikar bir durumda o hakim, kamu görevlisine hakaretten ceza verdi" diye konuştu.