Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri 1021. hafta eyleminde, 29 yıldır kaybolan ve gözaltında kayıp olan ilk kişilerden biri olan Fehmi Tosun’un durumunu sorguladı.
19 Ekim 1995 tarihinde İstanbul Avcılar'daki evinden gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun’un durumu hakkında yapılan açıklamada, "Geçmişte işlenmiş insanlığa karşı suçlar konusunda bilgi sahibi olma, her bireyin vazgeçilmez hakkıdır. Bu çerçevede, devletlerin bu tür suçları aydınlatma ve sorumlularını adalet önüne çıkarma yükümlülükleri bulunmaktadır. Devletler, bu yükümlülükleri yerine getirdiği oranda ceza adalet sistemlerinin caydırıcılık kapasitesini artırır ve suç işlenmesinin önüne geçerler" ifadesine yer verildi.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
"1021 haftadır dile getirdiğimiz gibi, Türkiye’de devlet, zorla kaybetmeler söz konusu olduğunda gerçekleri ortaya çıkarmak yerine inkâr etmektedir. Ciddi insan hakları ihlallerinin faillerini cezalandırmadan, aksine koruyarak adalet sisteminin caydırıcı etkisini kaybetmesine neden olmaktadır. Adalet, yalnızca mahkeme belgelerinde yazılı bir ifade olmaktan öteye gidememektedir."
AİLENİN HUKUK MÜCADELESİ
İç hukuk yollarında sonuç alamayan aile, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundu. 2003 yılında sonuçlanan davada, hükümet AİHM’e sunduğu savunmada, “Hükümetimiz, Fehmi Tosun'un kaybolması olayından dolayı üzgündür. Bir kişinin kaybolmasıyla ilgili soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlaline yol açtığı kabul edilmektedir.” ifadelerine yer verildi.
AİHM’de Fehmi Tosun’un yaşam hakkının ihlali ile ilgili devletin sorumluluğunu kabul eden AKP hükümeti, Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılması gerekliliğini yerine getirmedi. Zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar ise reddedildi. İdari ve yargısal bütün yolları tüketen aile, Anayasa Mahkemesine yaptığı bireysel başvurudan da sonuç alamadı.
"KAÇ YIL GEÇERSE GEÇSİN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Fehmi Tosun’un gözaltında kayboluşunun 29. yılında, adli ve siyasi otoritelere sesleniyoruz: Zamanaşımının arkasına saklanmayın, Fehmi Tosun’un akıbetiyle ilgili etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünüzü yerine getirin.
Kaç yıl geçerse geçsin; Fehmi Tosun için, tüm kayıplarımız adına adalet talep etmekten, devletin evrensel hukuk normları doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz."