MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM açılışında DEM Parti grubuyla sıkı sıkıya tokalaşması, "Yeni çözüm süreci mi başlıyor?" sorularını gündeme taşıdı. Siyasi atmosfer bu tartışma ile hareketlenirken, birçok siyasiden ardı ardına açıklamalar gelmeye başladı.
Son açıklamalar, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’dan geldi. Uçum, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, Türkiye'de geçmişte uygulanmış olan çözüm süreçlerinin tekrar gündeme gelmeyeceğini ifade etti. Denenip başarısız olan bir yöntemin tekrar edilmeyeceğini belirten Uçum, İsrail'in saldırılarına karşı bir çözüm süreci başlatılacağı iddialarının gerçek dışı olduğunu dile getirdi.
Uçum'un ifadeleri şöyle oldu:
"Yumuşama, normalleşme ya da tokalaşma ne biçim düşünülürse düşünülsün Türkiye’de ne geçmişteki uygulamalar ne de yeni versiyonlar için bir çözüm süreci olamaz. O süreçler geçmişin sayfalarına gömüldü. Siyonizmin saldırganlığı temelinde bir 'çözüm süreci' başlatılacağı iddiası son derece mantıksızdır ve Türkiye’nin gücüne dair bir eksikliktir. Bu mesele hiçbir zaman bu tür belirsiz bir bağlamda değerlendirilemez."
'DEVLET, DENEYİP BAŞARAMADIĞI YOLU TEKRAR DENEYEMEZ'
Devlet, daha önce denediği ama tam sonuca ulaşamadığı yöntemleri bir kez daha deneyemez. Devlet, daha etkili yollar ve yöntemler bulabilir. Bu, 15 Temmuz sonrasında uygulanan güçlü ve etkili siyasi ve askeri stratejilere dayanmaktadır. Bunların yumuşatılması ya da terk edilmesi söz konusu değildir. Terör Türkiye içinde büyük ölçüde temizlenmiş durumdadır ve sınır ötesi güvenlik bölgeleri ile bu tamamen ortadan kaldırılacaktır. Bu sürece kimse engel olamaz.
Ancak bu durum, siyasette özellikle TBMM'de yapıcı bir dil geliştirme ve diyalog kurma çabalarını dışlamaz. Çünkü TBMM, diyalog ve ortak dil geliştirmek için halkın yetki verdiği en yüksek devlet organıdır. Bu görevin bütün partilerin üyeleri tarafından yerine getirilmesi beklenir.
'ERDOĞAN'IN ADAYLIĞININ ÖNÜNÜ AÇMAKLA İLGİSİ YOK'
Bu tür girişimlerin kesinlikle TBMM’de 360 milletvekili ile seçimlerin yenilenmesi kararını alarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yeniden adaylık imkanı sağlamayla bir ilgisi yoktur. Ayrıca yeni anayasa çalışmaları ile de Erdoğan’ın adaylığının önünü açmakla bağlantılı değildir.
Gerçek dışı yorumlarla ve hayali senaryolarla yapılan değerlendirmeler tam anlamıyla asılsızdır. Türkiye partisi olma çağrısı ise değerlidir ve şu şekilde yorumlanabilir:
3 MADDE SAYDI
Birincisi, DEM’in kendi içinden yükselen “bizi terör ve şiddet siyasetinden kurtarın” talebine bir yanıt sağlamaktır. İkincisi, DEM’i terör baskısından kurtarmak amacıyla DEM’e bir alternatif sunmaktır. Üçüncüsü, TBMM’de DEM üzerinden etki gösteren terör baskısını hem DEM üzerinden hem de TBMM’den temizlemektir.
Eğer DEM, kendisine sunulan bu terör baskısından kurtulma fırsatını sosyal ve siyasi açıdan değerlendirip bu fırsatı kötüye kullanırsa, o zaman TBMM’de yürütülen terör baskısı hukuk aracılığıyla ortadan kaldırılacaktır. Bu, kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu yolla terör baskısı sona ererse, TBMM, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı için, Türkiye yüzyılına uygun yeni bir anayasayı ilk dört maddenin esasları ve demokratik kazanımlarının üzerine inşa ederek çok daha güçlü ve kapsayıcı bir biçimde hayata geçirme fırsatı bulacaktır. Bu tarihsel fırsatı kimse göz ardı etmemeli ve kaçırmamalıdır.
Bu tür bir süreç ise, terörü tamamen ortadan kaldıracak mücadeleyi devam ettirerek ama Türkiye’nin birlik ve demokrasisini güçlendirecek demokratik siyaseti mümkün olan en kapsamlı biçimde hayata geçirmekle mümkündür. Bu çerçevenin dışında başka bir şey umulmamalıdır."
BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?
Bahçeli, DEM Parti grubuyla tokalaşmasına ilişkin "Siyasette hiçbir kimseyle, hiçbir partiyle kesin bir dargınlık içerisinde değiliz, konuşarak çözüme ulaşamayacak bir şey yoktur" açıklamasını yapmıştı.
DEM Parti Grubu ile tokalaşmasının ardından Bahçeli, "Bu iyi niyetli tutumu benzer bir siyasi nezaketle değerlendirenler, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı yarışı ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler büyük bir yanılgı içindedir. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşlik mesajıdır. İlk Meclis’in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin aydınlatıcı örneğidir. Uzattığım el, 'Gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre karşı durun, gelin kardeşliğimizde birleşelim' temennisi ve çağrısının ifadesidir. Biz, gelişigüzel, anlık dürtülerle el uzatmadık, bu tür bir davranışa tevessül etmeyiz" demiştir.
Bahçeli, ayrıca şunları ifade etmiştir: "DEM’in bu samimi eli anlaması ve Türkiye partisi olması yönünde bir fırsat olarak algılaması gerekir. Türk ve Türkiye Yüzyılı'nda terör ve ayrılıkçılığın yok edilmiş halinin ardından, işbirliğimizi ve güvenliğimizi artırmalıyız, böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin her alanda cennet haline gelmesi için çalışmalıyız."
CUMHURBAŞKANI NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Partili vekillerle tokalaşmasını ve sonrasında yaptığı açıklamaları oldukça önemli bulduğunu dile getirdi. Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin muhatapları tarafından da gerektiği gibi anlaşılmasını bekliyoruz" dedi.
Erdoğan, "Bahçeli’nin Meclis’in ilk günüki ve sonrasındaki söylediklerini memnuniyetle karşılıyoruz. Cumhur İttifakı’nın uzattığı elin muhatapları tarafından anlaşılmasını umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son açıklamasında "Her türlü terör ile mücadele edeceğiz ve onun karşısında yer alacağız. Sorunları terör dışı yollarla çözme konusunda her zaman kararlıyız. Çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzuru ve birliğini güçlendirerek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yürütüyoruz" şeklinde belirtti.
BAKAN TUNÇ'TAN TEK CÜMLELİK YANIT
Son açıklama ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tunç, kendisine "yeni çözüm süreci" hakkında sorulan bir soruya, "Çözüm süreci tartışması gündemde yok" şeklinde yanıt verdi.
SON AÇIKLAMA EFKAN ALA'DAN
AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, 'yeni çözüm süreci' iddialarına "Çözüm süreci masamızda yok" diyerek karşılık verdi.