Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen “2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu.

Fatih'te meydana gelen vahşet olaylarına değinen Erdoğan, "Bu tür hadiselerin önüne geçmek için gerekli adımları atacaktır." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

Yüksek Öğretim Kurumu ve üniversitelerin değerli yöneticileri olarak hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Milletin evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz.

Yeni akademik yılın üniversite camiamız, hocalarımız ve öğrencilerimiz için hayırlı olmasını diliyor, YÖK'ün ödüllerini alacak bilim insanlarımızı ve üniversitelerimizi tebrik ediyorum.

Bizler, dünyanın ilk eğitim merkezlerinin jeans ettiği Anadolu coğrafyasının köklü sakinleriyiz. Avrupa'nın karanlıktan kurtulmasında Endülüs'ün rolü büyüktür.

Bilime ve eğitime verilen değer, bir ülkenin geleceğinin aydınlık olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bilgiyi üreten merkezler ise üniversitelerdir. Akademiler, yalnızca bilgi aktarımının gerçekleştiği yerler değil, aynı zamanda ülkenin ihtiyaç duyduğu fikirlerin değerlendirildiği platformlardır.

Yönetimi devraldığımız günden itibaren, eğitim konusunu her zaman öncelikli gündem maddemiz olarak belirledik. Geniş bir perspektiften bakıldığında, imkânsız gibi görünen birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. 76 olan üniversite sayımızı 208'e çıkardık. Öğrenci sayısı ise 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı. Her bir ilimize bir üniversite açtık ve şimdi 81 ilimizin tamamında bir üniversite bulunmaktadır.

Yüksek öğrenim bütçesini 2,4 milyar liradan 341 milyar liraya çıkardık. Yüksek öğretimde net okullaşma oranı yüzde 15'ten yüzde 50'ye ulaştı. Öğretim elemanı sayısı, 185 bine yükseldi. Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğretim elemanı sayısında 8. sırada yer alıyor.

Bilimsel yayın sıralamasında 29. sıradan 17. sıraya yükseldik. Türk üniversitelerinin, kısa vadede bilimsel yayınlarda ilk 10'a girmesi için hedeflerimizi belirlemiş durumdayız.

Teknofest, gençlerimizi daha da umutlandırdı. Gençlerimizin azmi ve vizyonu bizleri bir kez daha etkiledi.

Hükümet olarak daima yanında olacağımızı belirtmek isterim. 2002 yılında 16 bin olan yabancı öğrenci sayısı 340 bini geride bıraktı. Faşist çevrelerin söylemlerinin aksine, bu öğrenciler kendi harçlarını ödemektedir. Ekonomik katkıları ise 3 milyar doları buldu ve bu konuda 15 kat artış sağlandı. Ancak, ABD ve Avrupa ülkelerine göre alacak çok yolumuz var. Bu oranı daha da artırmak durumundayız.

Öğrencilerimize sunduğumuz destekleri de unutmamak gerekiyor. Üniversite içinde veya dışında yapılan eylemlerle, bazen şiddete başvurularak üniversite harçları protesto edilmektedir; marjinal gruplar bu durumu istismar etmektedir. 2012 yılında harçları kaldırarak çözüm üreten bizleriz. Ayrıca, katsayı adaletsizliğini ve kılık kıyafet yasaklarını ortadan kaldırdık. İkna odalarından geçmeden üniversiteye giriş imkanı sağladık.

Yurtlar konusunda, dünyada eşi benzeri olmayan bir sistem geliştirdik. Yatak kapasitesini 993'e çıkardık ve yurtları otel konforundaki odalara dönüştürdük. Öğrencilere burs veya kredi vererek ekonomik destek sağlıyoruz.

Üniversitelerdeki ideolojik baskılar sona ermiştir. 28 Şubat sürecinin tartışmaları üniversitelerde başlamıştır.

Yıllarca demokrasi dersi verirken, pek çok alanda özgürlük dersi de yapanların Gazze konusundaki tutumlarını gördüğümüzü vurgulamak isterim. Gazze'deki soykırım, dünyanın önde gelen üniversiteleri tarafından da desteklenmektedir. Protesto yapan öğrenciler yere serilmiş, öğretim görevlileri sorguya alınmış ve öğrenciler iş bulamayacakları tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır.

EDİRNEKAPI SURLARINDA ÖLDÜRÜLEN AYŞENUR HALİL VE İKBAL UZUNER CİNAYETLERİ AÇIKLAMASI

Cuma günü, hayatlarının baharında iki genç kızımız vahşi bir cinayete kurban gitti. Acılı ailelerine başsağlığı diliyorum. Dijital platformlarda yayılan bu gibi durumların, kimi zaman uyuşturucu, alkol ve televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürü sebebiyle yaşandığını görmekteyiz. Bu tür vakaların büyük çoğunluğunda, fail ve mağdur gençlerimizdir. Millet ve devlet olarak, bu olayların önüne geçmek için adımlar atmazsak, Batılı ülkelerin karşılaştığı durumlardan birinde kalabiliriz. Gençlerimizin dijital dünyada kaybolup gitmesine asla göz yummamalıyız. Milletimizi asırlardır ayakta tutan milli ve manevi değerler, en büyük destekçimiz olmaya devam edecektir. Üniversitelerimizin daha fazla sorumluluk alması gerektiğine, kendilerine emanet edilen gençlere daha fazla sahip çıkmaları gerektiğine inanıyorum. Geçmişle gelecek arasında kuracağımız köprünün en önemli parçası üniversiteler olmalıdır. Terör, uyuşturucu ve çeteler sebebiyle kaybettiğimiz her bir gencin sorumluluğu bizlere aittir.