Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli noktalar şu şekildedir:

"Yüksek Öğretim Kurumu'muzun ve üniversitelerimizin değerli yöneticileri, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Milletin evine, bu şanlı mekâna hoş geldiniz.

Yeni akademik yılın üniversitelerimiz için, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz açısından hayırlı olmasını diliyorum. YÖK tarafından ödüllendirilecek bilim insanlarımızı ve üniversitelerimizi tebrik ediyorum.

Bizler, dünyanın ilk eğitim ve öğretim merkezlerinin doğduğu Anadolu topraklarının bin yıllık sakinleriyiz. Avrupa'yı karanlıktan çıkaran ise Endülüs'tür.

Bilime ve eğitime verilen değer ne denli büyükse, bir ülkenin geleceği de o denli aydınlıktır. Bilgiyi üreten merkezler ise üniversitelerdir. Akademiler, yalnızca bilgi aktarım yerleri değil, aynı zamanda ülkenin ihtiyaç duyduğu düşünsel değerlendirmelerin zeminidir.

İlk günden beri ülke yönetimimizin önceliği eğitim olmuştur. Geniş bir yelpazede, imkansız gibi görünen pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik. Üniversite sayısını 76'dan 208'e çıkardık. Öğrenci sayımız 2 milyonun üzerine çıkarken, 81 ilimizde de bir üniversite kuruldu.

Yüksek öğrenim bütçesini 2,4 milyar liradan 341 milyar liraya taşıdık. Yükseköğretimde net okullaşma oranı yüzde 15'ten yüzde 50'ye ulaştı. Öğretim elemanlarının sayısı 185 bine çıktı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğretim elemanı sayısında 8. sırada yer almaktadır.

Bilimsel yayın sıralamasında 29. sıradan 17. sıraya yükseldik. Türk üniversitelerine yakışan, kısa süre içinde bilimsel yayınlarda ülkemizin ilk 10'a girmesini sağlamaktır.

Teknofest bizlere umut verdi. Gençlerimizin azmine ve yeteneklerine bir kez daha yakından tanıklık ettik.

Hükümet olarak her zaman yanınızda olacağız. 2002 yılında 16 bin olan yabancı öğrenci sayısı 340 bini geçti. Faşist çevrelerin yanlış propagandalarının aksine, bu öğrenciler kendi masraflarını karşılamaktadır. Ekonomiye sağladıkları katkı 3 milyar doları buldu. Bu, 15 kat artışa denk geliyor. Ancak ABD ve Avrupa ülkelerine kıyasla hala kat etmemiz gereken önemli bir mesafe var. Bu payı daha da artırmalıyız.

Öğrencilerimize olan desteğimizi de unutmuyoruz. Üniversite içinde ya da dışında gerçekleştirilen gösterilerle, zaman zaman şiddet içeren eylemlerle, üniversite harçları protesto edilmiştir; marjinal gruplar bu meseleyi istismar etmiştir. 2012'de harçları kaldırarak soruna çözüm üreten biz olduk. Katsayı eşitsizliğini ve kıyafet yasaklarını kaldırdık. Üniversiteye girişte ikna odalarına tabi tutulma uygulamasına son verdik.

Yurtlar konusunda, dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemi ülkemize kazandırdık. Yatak kapasitesini 993'e çıkardık. Yurtları otel konforundaki odalar haline dönüştürdük. Öğrencilerimize burs veya kredi sağlayarak ekonomik destek sunuyoruz.

Gazze'deki soykırım, Siyonist lobinin dünyanın en prestijli üniversiteleri üzerinde kurduğu tahakkümü bir kez daha ortaya koymuştur. Gazze'deki soykırımda Batılı yönetimler, İsrail'i koruma uğruna, özellikle itibarlarını kaybettikleri kötü bir sınav vermiştir.

AYRINTILAR GELİYOR...