İstanbul'un kozmopolit bölgelerinden biri olan Eyüpsultan'ın 13 bin nüfuslu Merkez Mahallesi'nde yas hâkim. Cinayetleri gerçekleştirdikten sonra intihar eden 19 yaşındaki Semih Çelik hakkında sınırlı bilgi mevcut. Zira mahallede yaşıyor fakat adeta yaşamıyor gibi... Aynı durum Çelik ailesi için de geçerli; aileyi komşuları tam olarak tanımıyor. Babası A. Çelik için, "Motoruyla gelir giderdi" şeklinde yorum yaptılar. Babanın kuryelik yapıp yapmadığı konusunda net bir bilgi bulmak ise mümkün olmadı.

Çelik ailesinin aynı binadaki komşusu, failin tanıdık ve o kadar yakınında yaşamasının neden olduğu korkuyu yüzünden belli ediyordu. Çok fazla konuşmak istemedi. Kadın, "Benim de iki kızım var, kaç gecedir uyuyamıyorum. Çok görüşmezdik. Çocuk kimseyle görüşmezdi," şeklinde konuştu. Ailenin dindar bir aile olduğuna dikkati çeken başka bir komşu ise anne H. Çelik’in de pek kimseyle irtibat kurmadığını belirtti.


Mahalleye giden t24'ten Candan Yıldız şunları aktardı: Oluşan öfkenin olası sonuçlarına karşı sokağın başında nöbet tutan polislerden, Çelik ailesinden kimsenin eve gitmediğini öğrendim.

Herkes aynı görüşte; "Bir süre sonra taşınırlar, burada barınamazlar..."

Görevli polislerden birinin Semih Çelik hakkında verdiği bilgiler dikkat çekiciydi: "112’ye kendisi ihbarda bulunmuş. Ceset içeride, anahtar kapının üzerinde..."

Mahallede doğup büyüyen ve emlakçılık yapan Uğur Yılmaz, aile hakkında pek fazla bilgi sahibi olmadığını belirtti. "Babayı cinayet günü gördüm. Sakindi... Mahalledeki herkes şaşkın ve tedirgin... Aileyi tanıyan yok. Babayı da hiç görmedim. Cami cemaati de tanımıyor. Burada bir kahvehane var, oraya da gelmezmiş baba..."


Belediyede temizlik görevlisi olarak çalışan bir kişi, Ayşenur Halil’i mahallede birkaç kez gördüğünü ifade etti.

Eyüpsultan Merkez Mahalle Muhtarı Hüseyin Bilek, kentsel dönüşümle birlikte sosyolojik dinamiklerin değiştiğini, yerleşik ailelerin dışında eski komşuluk ilişkilerinin kalmadığını söyledi. Atomize olan sosyal yapıya dikkat çekti.

“Babayı bir ya da iki kez gördüm. Bir tebligatı almaya gelmişti. Ama pek konuşmadık. Cinayet günü kendisiyle konuşmak istedim ama bana ‘Sıkıntılı biri, gitme istersen’ dediler. Artık adres kayıtlarını biz yapmadığımız için bu mahallenin ne zaman taşındıkları hakkında bilgi sahibi değilim ama komşuları 2 veya 3 yıl önce dediler.” Dedi ki, o güne ait bir görüntüyü izledim. Semih Çelik, Ayşenur Halil’i bilinen bir market zincirinin önünden alıyor. Ellerinde poşetler vardır. 19 yaşındaki bir gencin böyle bir duruma nasıl düştüğü, daha hayatının baharında bir insanın başına neler gelebileceği merak konusu. Surlarda çıktığı bölge de kolay bir bölge değil...


Semih Çelik ile Ayşenur Halil’in evleri yürüyerek 15-20 dakika mesafede. Ayşenur’un yaşadığı mahallede yas havası hâkim. Tek katlı evlerinin önünde kurulan belediye taziye çadırında insanlar ve siyasetçiler gidip geliyor.

Çankırılı olan Ayşenur’un iki abisiyle karşılaştım. Her iki abiden de, içlerindeki acı hisleri derinden hissetmek mümkündü. Kardeşlerinin üniversitede eğitim aldığını, olay günü okula gitmek için evden çıktığını ifade eden abiler, cevaplanmamış birçok soruyu yüksek sesle dile getirdiler.

“Benim kardeşim içine kapanık biriydi. 'Hadi gel gezmeye gidelim' dediğimizde, 'Evde kalacağım, dizi izleyeceğim' derdi. Biz o çocuğun adını bile duymadık. Kardeşimin iki kedisi vardı, sosyal medya hesaplarından sürekli kedi videoları paylaşırdı. Neden gitti, tehdit mi edildi, şantaj mı yapıldı, hiç bilmiyoruz. Biz İkbal’i de tanımadık. Kardeşim bize hiçbir şey söylemedi.”