Günümüzde yaşamın hızla aktığı bir dönemde, insanlar sıkça durup soluklanmaya fırsat bulamıyor. Peki, insanların sürekli bir yerlere yetişme telaşının sebebi sadece acelecilik mi, yoksa ruh halleri de bu durumu etkiliyor mu?
Hayatın getirdiği tempoya uyum sağlamak amacıyla hızlı yürüdüğümüzü sanıyoruz; ancak kötü bir haber var:
Yapılan araştırmalara göre, mutsuz bireylerin daha hızlı yürüme eğiliminde olduğu ortaya çıkmıştır.


Bu bulgular, yalnızca fiziksel durumlarla değil, aynı zamanda zihinsel faktörlerle de ilgilidir. Duygu ya da düşünceden kaçmak ya da sorunlarla yüzleşmeye çalışmak, bizi daha hızlı harekete geçirmiyor mu?

Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireyler bu durumdan oldukça fazla etkilenmektedir. Hızlı yaşam tarzı, hem hareket etme hızını hem de düşünme hızını artırıyor. Ancak bu yüksek tempo, zamanla bireyde tatminsizlik ve mutsuzluk oluşmasına yol açabiliyor.


Diğer yandan, yavaş yürüyen kişileri düşündüğünüzde, genellikle hayatı sakin ve keyifle yaşayan bireyler olduklarını görebilirsiniz. Bu durum, mutluluk seviyeleriyle doğrudan ilişkilidir. Bilimsel araştırmalar da bu ilişkiyi kanıtlamaktadır.

Ayrıca, bu hızlı tempo anksiyete yaratabilir. Hızlı yürüme alışkanlığı, aslında bir şeyleri kaçırma korkusunun bir yansıması olabilir.