İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli’nin Meclis'in yeni yasama yılı açılışında Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) milletvekilleriyle selamlaşmasına ilişkin yorumlarda bulundu.
İYİ PARTİ'DEN DEVLET BAHÇELİ'YE TEPKİ
Müsavat Dervişoğlu, Bahçeli’nin DEVA Partisi milletvekilleriyle tokalaşmasına dair şu ifadeleri kullandı: "Türkiye’yi yönetenler, içeride tıkanınca dışarıda tehdit oluşturmaya çalışmanın ve bunun üzerine politika geliştirmeye kalkışmanın esiri olmuş durumda. Milletimizin gerçek sorunlarını kamuoyuyla paylaştığımızda, hemen önümüze bir siyasi hesap konuluyor ve bu genellikle güvenlikle ilgili dış tehditler çerçevesinde oluyor. Bu ince siyasi hesapların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. HÜDA PAR’ın elini hangi hesaplarla kaldırdıklarını, DEVA Partisi’ne hangi amaçlarla el uzattıklarını görmekteyiz. Türkiye’yi sizlerin ve sizin kirli planlarınızın kurbanı ettirmeyeceğiz."
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) grup toplantısında konuşan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Son yıllarda kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerinin artışı, hepimizin yüreğinde tarifsiz bir acı bırakmaktadır. Her iki günde en az üç kadın cinayeti veya şüpheli kadın ölümü gerçekleşiyor. Bu rakam, sadece bir istatistik olmaktan öte, adaletin sessiz kaldığı her anda yitip giden hayatların trajedisidir. Ayşenur Halil, İkbal Uzuner, Zehra Gün, Gülfer Öter ve daha sayamadığımız binlercesi sadece nüfus kayıtlarında silinip giden değil; adalet arayışının sessiz çığlıklarını temsil ediyor. Bu isimler, kendi hanelerinde olduğu gibi milletimizin vicdanında da bir kor ateştir. Bu ateşler kalbimize düşmeye devam ediyor. Suçlular, mevcut düzenin sağladığı müsamahadan güç alıyor. Ceza sistemindeki hafifletici nedenler, iyi hal indirimleri ve yetersiz denetimler, adeta suçu teşvik ediyor. Suç işleyenler, her seferinde daha da cesaretleniyor."
"BU ÜLKEYİ ŞİKAYET EDİLİR HALE KİM GETİRDİ?"
"Biz de bu kötülüklere karşı sesimizi yükseltmek zorundayız. Türkiye, yeniden adalet arayan, haksızlıklara karşı koyan, sesini yükselten bir ülke olacak. Çocuk istismarına karşı 'Bir kereden bir şey olmaz' diyenleri unutmayacağız. 'Kadın herkes içinde kahkaha atamayacak, iffetli olacak' diyenleri de yadsımayacağız. 'Kadın ve erkek eşit olamaz, bu doğaya aykırıdır' söylemlerine susmayacağız. Türk kadını için 'evinin süsü' diyenleri ve 'Kadın çalışmayı tercih ederek fuhuşa hazırlık yapmış oluyor' diyenleri hatırlayacağız, ayrıca 'Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz mağdurlarından daha masumdur' diyen zihniyetin karşısında yer alacağız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı da çıkarak, 'Kadına yönelik şiddeti ve kadın cinayetlerini bu topraklardan silmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz' şeklinde bir sosyal medya paylaşımı yaptı. Ancak, 22 yıldır bu ülkeyi yöneten siz değilsiniz? Saydığım cümleler, başka bir ülkenin iktidar partisinin kurmayları tarafından mı söylendi? Hala yapacağız, edeceğiz ile sonuçlanan cümleler kurmayı bırakın artık. Bu ülkede adaletsizlikten şikayet edilirken adaletin yokluğuna neden olan kimdir? Eğer son 22 yılda adaletle ilgili hiç bir şey yapılmamış olsaydı ve her şey bu şekilde kalsaydı bile, bu kadar cinayet gerçekleşmezdi. Yaptığınız infaz düzenlemeleriyle suçluları cezadan muaf bıraktınız."