Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa'nın Soma ilçesinden hareket eden ve iş güvenliği ile düşük ücretler için hak talep eden Fernas Madencilik işçilerini ziyaret etti. Somalı madencilere Kurtuluş Parkı'nda gerçekleştirdiği ziyarette, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir çağrıda bulunan Özel, “Sayın Cumhurbaşkanı'na buradan sesleniyorum. Eğer makul bir heyeti bakan ile birlikte kabul ederse, programını bilmiyorum ama eğer uygun değilse Bakan Bey dinler ve kendisine bilgi verirse bu konuya bir çözüm bulunsun. Çünkü Fernas'ın patronu Batman milletvekiliniz. 'Ben Cumhurbaşkanı'na anlattım, hak verdi' diyor. Burada hak verilecek bir durum yok. Kul hakkı yiyorlar, buna hak veren kul hakkı yemeye hak verir” şeklinde konuştu.


Fernas Madencilik işçilerini ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Bağımsız Maden İş Sendikası'nda örgütlenen işçiler haklarını savunuyor. Durum o denli açık ki; biliyorsunuz Soma faciasının ardından işçilerin önemli haklar kazandığı mücadeleler verilmişti. Bunların en belirgini yer altındaki çalışana iki asgari ücret verilmesiydi. Ancak Fernas Madencilik'te yer altında çalışan her işçiye sadece iki asgari ücret yatıyor, başka bir şey yok. Çok fazla mesai yapmalarına rağmen haftada iki gün tatil hakları bulunuyor ama bu tatillerini kullanamıyorlar. Buradan biriken fazla mesai ve tatil parası olmasına rağmen işçilere 34 bin lira ödeniyor ve 'tamamdır' deniyor. Gerçekte işçiler 18-19-20 bin lira alıp fazla mesai ile 34 bin lira kazanıyor. Eğer bu ülke bir hukuk devleti ise, Çalışma Bakanlığı’nın müfettişleri bu durumun son bulması için harekete geçmelidir. Diğer madenlerde işçiler iki asgari ücreti alıyor, üzerine diğer haklarını da kazanıyor. Ancak burada bir aykırılık var ve işçiler de buna isyan ediyor” ifadelerini kullandı.


“YİNE HAKSIZLIK VAR, YİNE YOLLARDALAR”

Özel, ziyaretinde şöyle devam etti:

“Bağımsız Maden İş, şöyle hatırlatmalıyım; Soma’daki 2 bin 816 işçi haklarını alamadığında eyleme başladı. Süleyman Soylu, bu işçilerin yürüyüşlerini durdurdu, sarı baretleri vurdu ve 'ey alay komutanı' konuşmasını Manisa Salihli’de gerçekleştirdi. Süleyman Soylu, verdiği sözleri tutmayıp tekrar yollara düşen işçilere karşı çıktı. Bayram arifesinde Ankara girişinde durdurulan ve orada tutulan işçiler, bayramda çocuklarını görebilmek için Manisa’ya dönerken trafik kazası geçirdi; Gökay Başkan, o sendikanın başkanı, trafik kazasında hayatını kaybetti. Ali Faik İnter, madenci oğludur ve babasının hakkını ararken kendisi de trafik kazasında hayatını kaybetti. Eğer Süleyman Soylu ve Recep Tayyip Erdoğan, onları Ankara’ya soksalardı bugün yaşarlardı. Ali Faik ve Tahir sayesinde 2 bin 816 işçi hakkını elde etti. Soma'daki büyük isyan ve bizim sesimizi yükseltmemiz sonucunda AKP'nin grup başkanvekilleri harekete geçti ve ilgili düzenlemeyi yaptı. Bu sendika bağımsızdır, çünkü bağımlı sendikalar oradadır. Bağlı olan sendikalar, işçilerin hakkını aramadıkları için bu arkadaşlara ‘Hakkınızı arayacağız’ demiyor, bu nedenle Bağımsız Maden İş devreye giriyor.”


“AKP’NİN MİLLETVEKİLLERİ BUNA SUSACAK MI?”

“Bağımsız Maden İş, 7 kişiyle yola çıktı, 6 kişi işten çıkarıldı ve buraya geldiler, yürüdüler. Aslında yürüyenler sendikalı işçilerdi ama hak talep ettikleri için işten atıldılar. Eylem yaparken sendikalıydılar ama şimdi işsizler. Bunun sebebi, sendikalara katılıp eylem yaptıklarıdır. Doğru mu? Buna sessiz mi kalacaksınız? AKP’nin vicdanı olan milletvekilleri buna susacak mı? Sorun Fernas. Fernas, Batman milletvekilinin adının baş harfleriyle ilgili. Aktif bir milletvekili ile görüştüm; ‘Yapmayın’ dedim, 'Biz Manisalıyız ve misafirimizsiniz. Sizi üzmeyelim' dedim. İki milletvekilim, Vehbi Bakırlıoğlu ve Bekir Başevirgen ile yıllar boyunca bu mücadelede bir arada olduk. Ancak durumu anlattıklarında, ‘Bana kötü söz söylendi, incindim’ dediler. Kim söyledi? İki kişi. 'O iki kişiyi ben işe alırım, gerisini sen işe al, haklarını ver' dedim. Burada maksat kötü söz mü? Yalın ayak uygulama yaparak buraya geldi.”


“BURADA MESELE EMEĞİ SÖMÜRMEK”

“Ben olsam neler söylerdim. Hiçbir şey demediler. Manisa'nın Soma köylüsünün iyi niyetiyle, terbiyesiyle, hak aramak dışında bir dertleri yok. Ama bunu herkesin görmesi gerekiyor. Burada mesele emeği sömürmektir. ‘34 binden az veremezsin’ kanunu yazılmış, ancak yine de işçilere 34 bin lira veriliyor ve insani olmayan şartlarda, en ağır koşullarda çalıştırılıyorlar. Fazla mesai var, ama hakları verilmiyor. Bu arkadaşlar da 'Su patladı, kömür çıkmıyor, anlayışlı olalım' diyerek son derece esnek bir tutum sergilediler. Ancak iyilikten anlamadı. 'Sayın Erdoğan'a anlattım, hak verdi' diyormuş. Ne anlattın da hak verdi? Eğer hak verdiyse ona ayıp, yalan söylüyorsan sana ayıp. Bu işe hak verilir mi? O yüzden bu meseleyi yarın, 45’inci gün Manisa'nın plakasıyla eylem yapacaklarını söylediler. Gölge bakanımız, Sayın Çalışma Bakanıyla son bir kez bir temas sağlayıp bir araya getirmek için çaba gösterecek.”


“BU İNSANLARIN CANINA MI KASTEDECEKSİNİZ YİNE?”

“Bugün Sayın Cumhurbaşkanı’na bir not ileteceğim. İşçiler, 'Üçümüz Sayın Erdoğan'la konuşalım, eğer ona hak veriyorlarsa ben bir şey demeyeceğim' diyorlar. Ancak ortada hak verilecek bir tutum yok. Biz burada arkadaşlarımızla dayanışma içindeyiz. Ben milletvekili olduğum günden itibaren siyasete Soma'daki madenci servislerini uğurlayarak başladım. İlk siyasi ziyaretim onlara oldu. Servis uğurladık, cenazelerine katıldık ve onları öbür dünyaya uğurladık. O günden beri bu olayların içindeyim. Madenci öldüğünde herkes çok duygusal. ‘Yüreğimiz yanıyor, unutursak yüreğimiz kurusun’ diyorlar ama zaman geçtikçe her şeyi unutuyorlar. Tahir ve Ali Faik ölmeden hak verilseydi daha iyiydi. Yaşayacaklardı, verilmedi ve yolda öldüler. Şimdi arkamda aslan gibi insanların canlarına mı kastedeceksiniz yine? Yapmayın, gözünüzü seveyim.”

“BU KONUYA ÇÖZÜM GELSİN”

“Ben Cumhurbaşkanı'na buradan çağrıda bulunuyorum. Makul bir heyeti bakan ile birlikte kabul ederse, eğer bugün programını bilmiyorum. Uygun değilse Bakan Bey dinler, bilgi verilirse bu konuya bir çözüm gelsin. Çünkü Fernas'ın patronu Batman milletvekilinizdir. 'Ben Cumhurbaşkanı'na anlattım, hak verdi' diyor. Burada hak verilecek bir durum yok. Burada kul hakkı yiyorlar, bunu hak veren kul hakkı yemeye hak verir. Kolay gelsin arkadaşlar, biz sizin arkanızdayız. Bundan sonraki süreçte de tüm desteğimizi sunmaya devam edeceğiz. Türkiye'deki tüm işçiler, isteyen her işçi sendikalı olana kadar ve haklarını alana kadar, biz sizin sendikal mücadelenizin arkasındayız.”