Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un gündeme ilişkin sorularını yanıtlayarak, siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

Efkan Ala'ya, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Demokrasi ve Progress (DEM) Parti sıralarını ziyaret edip milletvekilleriyle selamlaşması ve ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu'daki gerilimle ilgili "iç cepheyi sağlam tutmalıyız" açıklamaları hatırlatıldı. Bunun üzerine 'Yeni bir çözüm süreci mi başlıyor?' iddiaları öne sürüldü.

Ala, daha önceki açıklamalarında, "Şu anda masamızda böyle bir konu yok. Önceden gerçekleşti, bitti. Türkiye o günden bu yana birçok olaya tanıklık etti. Şimdi yaşanan sorun farklı, bu sorunlara getirilecek çözüm de ayrıca farklıdır. Her seferinde aynı yolu izlemek zorunda değiliz" şeklinde konuşarak, mevcut çözüm sürecinin bulunmadığını yineledi.

'NORMALLEŞMEYİ ARTIRALIM'

Efkan Ala'nın ifadelerinden öne çıkan noktalar ise şu şekilde sıralandı:

"Az önce vesayetten kurtulmuş bir siyaset söz ediyoruz ama siyasetin kendisi de güçlendirilmeli. Siyaset, sorunların çözümü için bir araya gelmelidir. Çünkü sorunları en az maliyetle çözmenin yolu siyaset ve diplomasi ile mümkündür. Bu doğrultuda, diyaloğu artırmayı, uzlaşmayı çoğaltmayı ve iletişimi yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Bir yıl önce Suriye'de savaş yaşanıyordu. Şimdi ise biz, 'normalleşmeyi artırmalıyız' diyoruz. (Normalleşme şu anda ne durumda?) Güzel bir soru. Seçim sonrası Cumhurbaşkanımızla Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı orayı ziyaret etti. Ardından normalleşmeyi güçlendirme yönünde açıklamalar yapıldı. Yani daha fazla diyalog ve karşılıklı uzlaşma ortamı sağlamaya çalışıyoruz Cumhur İttifakı olarak. Ancak, CHP’nin eski genel başkanı tüm bu konulara nasıl karşı çıkabiliyor? Şimdi bu şartlar uygun ve gerçekleştiriyoruz."

ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN Mİ BAŞLIYOR?

Ala, "Çözüm süreci masamızda yok. O dönem sona erdi ve tamamlandı. O süreçte Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Mısır’da bir Arap Baharı yaşandı ve bu ülkelerde büyük iç karışıklıklar ortaya çıktı. Bazı ülkelerde iç savaşlar patlak verdi. Türkiye’de de bu durumun benzerleri denendi. Gezi olayları, 8 Ekim olayları ve birçok darbe girişimi bunların bir parçasıydı. Türkiye’yi Suriye’ye dönüştürmeye yönelik girişimlerin hepsi bertaraf edildi. O dönemde atılan adımlar ve temel haklarla özgürlüklere dair reformlar olmaksızın bu süreci atlatabilir miydik?"

DEM PARTİ'YE: PKK'YI REDDEDECEKSİNİZ

Ala, "DEM Parti'nin PKK ile ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna, "Düşünmeye gerek yok. Geçmişte ne denildi? Arkamızda PKK vardı. Biz şimdi partilere, şiddet ve terör konusunda kesin bir duruş sergilemeleri gerektiğini iletiyoruz. İlişkilerini kesmelidirler. Bu konuda bir tartışma yok. Dolayısıyla, şimdi diyalog zeminini oluşturmak istiyoruz. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Biz, Cumhur İttifakı olarak bu inisiyatifleri alıyoruz. Diğer partiler de gerekli adımları atmalı. Siyasi alanı güçlendirelim, sorunları siyasi zeminlerde çözelim. Biz kendi projemizi sunuyoruz ve bu projeye katkı sağlamak isteyen herkese kapımız açık. Şiddete ve teröre karşıyız. Bizim muhatabımız en önce vatandaştır ve vatandaşın şiddetle terörü reddeden siyasi temsilcileriyle bu konuları görüşmeliyiz." şeklinde yanıt verdi.