MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin TBMM'nin açılışında DEM Parti’nin grup üyeleriyle tokalaşmasının ardından alevlenen 'çözüm süreci' tartışmaları, Bahçeli'nin çağrısıyla yeniden gündemin en sıcak konularından biri haline geldi. Bahçeli, terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'a atıfta bulunarak, "Tecrit kaldırılsın, terörist başı gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün sona erdiğini duyursun, ardından umut hakkının kullanılması için başvuruda bulunsun. Hodri meydan! Buna biz de varız" demişti.
Bahçeli'nin bu çağrısı siyaset sahnesinde hareketlilik yaratırken, DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan, Abdullah Öcalan ile 43 ay aradan sonra görüşen ilk kişi oldu. Öcalan, sosyal medya hesabında Abdullah Öcalan'ın ilettiği mesajı paylaştı. O mesajda şöyle denildi:
"Tecrit sürüyor. Koşullar uygun olursa bu süreci çatışma ve şiddet ortamından, hukuki ve siyasi zemine taşıyacak teorik ve pratik güçteyim."
BAHÇELİ'NİN ÇAĞRISINI ELEŞTİRMİŞTİ, GÖREVDEN ALINDI
Tüm bu gelişmeler yaşanırken MHP'nin TBMM Grup Danışmanı Oğuzhan Güngör, Bahçeli'nin çağrısını eleştirmişti. Bunun akabinde Güngör, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamayla görevine son verildiğini duyurdu.
Güngör'ün açıklaması şu şekildeydi:
"Az önce Milliyetçi Hareket Partisi’ndeki görevime son verildiği tarafıma bildirilmiştir. 24 yıl önce Türk Milleti’nin sesi olan merhum babama uygulanan yöntem, benim için de geçerli olmuştur. Bebek katiline umut hakkı verme taahhüdünde bulunanlar ve bunu Yüce Meclisimizde gündeme getirenler, bir Türk Milliyetçisi'nin söylemesi gerekenleri dile getirmesinden rahatsız olmuşlardır. Bebek katilinin Gazi Meclisimize zarar veremeyeceğini belirtmenin bedelini, Ali Güngör’ün oğlu olarak ve aziz Türk Milletinin bir ferdi olmaktan duyduğum onurla kabul ediyorum.
Makam ve şahsi çıkarlar için her şeyini vermeye hazır olanlara inat, dün olduğu gibi bundan sonra da eğilmeden, şahsi menfaat gütmeden yoluma devam edeceğim. Çünkü bana ve milyonlarca vatansever Türk Milliyetçisine ilham veren düşünce yapısının temeli budur. Türk Milliyetçiliği, Türk Milletinin özüdür ve yalnızca ona aittir. Ülkücülük ise Başbuğ ve nice şehitlerimizden bizlere miras kalmıştır. Milletimizi ve Ülkümüzü, geçmişimiz ve geleceğimiz için bir kişi kalana dek müdafaa etmeye devam edeceğiz.